30 Ekim 2012 Salı

Slovakyalarda Bayram



Eveeeeeeeeeettt. Bayramın birinci gününden başlamak gerekirse akşam tüm Türklerle toplanıp Pizza Kitty'e gittik. Böylece ilk defa gece dışarı çıkmış olduk. Haliyle Çocuklar gibi şendim.
Yemek öncesi balıklı kremle küçük poğacalar geldi. Krem değil de poğaçalar güzeldi. İlk defa buranın kolasından içtim. Adı Kofola ve tadı portakallı gibi. Daha çok asitli daha az şekerli. Hoşlanan kadar hoşlanmayan da var ama Slovaklar ellerinden düşürmüyor.. Pizzalarına laf yok,küçük boyu 2 kişilikti resmen. Meksicano pizza yedik.. Pek seçme şansımız da yoktu zaten malüm domuz eti her şeyde... Acı soslarına hasta oldum çok güzeldi, çalmayı bile düşünebilirim.Tıka-basa karnımızı doyurduktan sonra tatlıyıda başka yerde yemek için mekan değiştirdik. AAA pardon tatlı mı dedim? Kek üzerine konulmuş dondurulmuş krem şanti diyecektim. O havada herkeste mide ağrısına sebep oldu.
Neyse ki garson abi bana torpilli davrandı da gönlümü aldı.
Bayramın ikinci günü ise her şey normal gözüküyordu. Akşam bezelyemizi yedik bulaşıklar daha duruyodu ki Tatiana'dan gelen mesajla hayata bakış açımız değişti resmen. Evet, 45 dakika sonra ilk partimize gidiyorduk! Aman bizde bir telaş bir telaş... Ömrümün sonuna kadar parti yüzü göremeyeceğim diye bekliyordum oysaki...
8:45te yurdun önünde buluştuk ve ilk adresimiz Mirage Pub! İçeri girdiğimizde ortam dumanaltıydı belki ama sevdik biz. Neticede ilk göz ağrımızdı... Daha çok bir şeyler içip konuşmalı bir ortamdı bu yüzden benim için idealdi. Bu arada kaynaşamadığımız Erasmus arkadaşlarımızla da kaynaşmış olduk. "Aslında iyilermiş ya la" tepkisini vermem çok uzun sürmedi.

Saatler gece yarısını gösterirken ordan kalkıp Maiami Club'a gittik. Neden mekan değiştirdiğimizi anlamlandırmaya çalışırken Maiami'ye girer girmez anladım. Zaten bizden başka kimse yoktu ortamda bende attım kendimi sahneye.
Haa unutmadan Gangnam style dansı bilen İspanyol arkadaşımız David bize toplu kurs niteliğinde bir gösteriyle figürleri öğretti! Tabi hissettiğimiz buydu.
Ancak görünenin bundan daha değişik olduğuna eminim.
Saat 2 gibi Relax Disco'ya geçtik. Geçmez olaydık. Zaten uykum gelmiş kafa bi milyon...Neyse giriş 2 euro bi kere. İçerisinin seviyeli bir yer olmasını bekledim haliyle. Tabi ki olmadı. O kadar kalabalıktı ki abinin teki kafama omzuyla vurdu ve farketmedi bile.

Gece boyunca gördüğüm herkese "i want to sleep" dememle ünlendim. Hatta acıdı bana çoğu.Tek amacım oturacak bir yer bulmaktı oysa ki.Boş bir masa bulur bulmaz gittim montumun üzerine kafayı koydum. İnsanlar sarhoş herkes abuk subuk dans ediyor, ben de uyumaya çalışıyorum.
İnsanlar tipimden yabancı olduğumu anlamış olmalılar ki tip tip bakıyorlardı zaten. Bu yetmez gibi ben yayılıp yatınca daha da dikkat çektim. En son pozisyon ben bir Slovak adamı şemsiyemin ucuyla "çekil de geçeyim" usulü dürterken üstüme atılan gülle ürkmem. Gülü kim mi attı ? Asıl süpriz bu. Yan masadaki kızlar!!
İlk yazımda kadersiz olduğumu söylemiş miydim?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder