2 Ekim 2012 Salı

Uçak Bileti De Gümbürtüye Gider ve Bekleyiş Başlar

   Şu Erasmus sürecinde o kadar çok telefonla konuştum ki kanser olmaktan tırsar hale geldim. Bürokrasi yumağı sayesinde mi? Tabii ki hayır! Sabahtan akşama kadar (Bazen akşamdan sabaha kadar) Başak'la hayal kurma ayağına lak-lak yapmaktan. Günde 5-6 kere aradığından artık kapatırken vedalaşmıyoruz. Zaten yarım saat sonra yine konuşacağız!
                                            Birde kamerada konuşmamız var ki sormayın...
              Müzik açıp oynamalarımızı saymıyorum bile.Şarkımız için buraya.
            
 Uçak biletine gelecek olursak siz siz olun Viyana'ya alın biletinizi gidip de Budapeşte'ye bayılmayın paraları. Viyana 150 lira civarındayken Budapeşte 700 lira civarında oluyor.


   Biletleri 9 Ekim'e aldık. Neden mi o kadar geç? Sazanız çünkü biz.Biletlerimizi internette bir siteden aldık. Tek kredi kartıyla alıp kart çekim masrafını yarıya indirdik.Biz zamanı biz 2-3 Ekim gibi planlamıştık başta. -O bile geçmiş aslında- Sonra Başak "7 si olsun ya yetişemezsek?" deyince tamam dedim. Satın alma işlemi için babamın eve gelmesini bekliyordum ki onun kredi kartına abanayım. Tabi bizim tez canlı Başak tutturdu  "Son 2 tane kalmış koş, yetiş, aman!". Meğerse THY'nin acentelerinde daha ucuza aynı tarihte varmış daha bilet! Bizde bi atraksiyon bi gerilim. Çok yaşamayız biz.
   Bagaj hakkı konusunda bilgi vermek gerekirse 30 kg kabin, 8 kg el bagajı hakkımız var. Ama tecrübeli insanların söylediği kadarıyla el bagajını ölçmüyorlarmış.
   Şimdi mi? Şimdi herkes okulda biz yatıyoruz. Kulağa hoş gibi geliyor başta ama 4 ay boyunca benim gibi sıfır sosyal hayat yaşarsanız bir süre sonra laptopla diyaloglarınız değişebilir.
    Şu yaz tatilini 3 ay yapan muhterem şahsı tebrik ediyorum. 3 aydan 1 gün fazla olmamalı. Neticede bokunu çıkartmamak çok önemli bir olgu..
   Son hazırlıklar için beni takip edin!
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder