12 Ekim 2012 Cuma

YOLCULUK!



           Gece boyunca süren son hazırlıklar nihayet sabaha karşı sonlandı. Birkaç saatlik uykuya sabahın köründe düştük yollara. Arabayla havaalanına giderken Başak uçak korkusunun da etkisiyle saçmalamaya başladı. En son  "Bu uçaklar nasıl uçuyor?" diyerek bütün ateist alemini imana getirdi.




          Ben de stresliydim tabii.30 kilo bagaj hakkını aşmış olmamızdan şüpheleniyordum. Evdeki tartıya önce kendim çıkıp sonra valizimi kucaklayarak bi dizi matematik işleminden sonra valiz ağırlığını bulsamda tartıya güven olmazdı.
         Havaalanının kapısından adım atar atmaz benim 30 kilo sendromum tavan yaptı tabi. Ölçtük baktık toplamda 38 kilo olması gereken bagajım 32 kilo.


  Sonra biletlerimizi alırken görevliyle çeneye daldık. Aynı karttan ödeme yapmamıza rağmen kadın bizi farklı koltuklara vermiş! Sonradan farkettik bunu. Başak bu acı olay karşısındatepki bile veremedi.

   -Güvenlik kontrolleri sırasında botlarımızı çıkarttıran zihniyeti kınıyorum bu arada-
     Daha uçağa binmeden kan ter içinde kaldık haliyle. Uçakta yanımızdakileri ayarlayabilirsek birlikte oturabileceğimiz söylendi. Yüzümü elime alıp 5 kişiye sordum. Türk'ten bile hayır  yokmuş bu devirde arkadaş!
     THY ile uçuyorsanız yemeklerini yememezlik yapmayın derim. Menüde ; tavuk şiş,pirinç pilavı,ıspanak,somon füme,yoğurtlu böğrülce,vanilyalı krem şokola vardı. Yemeğin yanında da eti form+krem peynir,tereyağı verdiler. O boğazımdan geçen son NORMAL yemekti.        
      Viyanaya 1 saat geç indik. İner inmezde belayı üzerimize çektik! Ben uçağın arka, Başak ise ön kapısından çıkmayı tercih edince olaylar başladı! İki kapının önünde de birer servis vardı. Ben de tüm iyi niyetimle aynı seviste gidelim istedim çok mu? Ön kapının önündeki servise yürümeye çalışırken uçağın kanadının hemen altında duran bufolo tipli amcadan azarı yedim. İngilizce arkadaşım orda demeye çalıştım ama beni pek dinliyoya benzemiyordu. Almanca bir şeyler söyleyip beni püsküttü. Sonra Başak'ta benim olduğum servise gelmeye çalışıp aynı tepkiye maruz kaldı. Daha havaalanından çıkmadan ayrı düştük....
   Ayrıca bir de bizim ülkeye pis derler. Adamın biri durakta birasını içti kutusunu bıraktı gittti!


Viyana--->Bratislava--->Trnava yolculuğum için takipedin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder